NAFAKA DAVASI

Nafaka davalarında usule ilişkin dikkat edilmesi gerekli konular

1. Nafaka davaları hangi yargılama usulüne tabidir?

Hukukumuzda sözlü yargılama, yazılı yargılama ve basit yargılama olmak üzere üç tür yargılama usulü bulunmaktadır.

Nafaka talepleri, boşanma davasının fer’i olduğunda ya da babalık (nesep davası) ile birlikte talep edildiğinde yazılı yargılama usulüne tabi iken, tek başına açılan nafaka davaları basit yargılama usulüne tabidir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316. maddesinin ç bendine göre “Her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler.” basit yargılama usulü ile görülür.

Kanunumuza göre, basit yargılama usulünde nafaka davaları ön inceleme duruşmasından sonraki iki duruşmada bitirilmelidir. Ayrıca iki duruşma arası 1 aydan fazla olamaz. Ancak mahkemelerin iş yoğunluğu nedeniyle bu süreler içinde davaların bitirilmesi çoğunlukla mümkün olmamaktadır.

Basit yargılamaya tabi davalarda taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler. Davacı tüm delilleriyle beraber dava dilekçesinde bütün iddialarını sunmalıdır. Yine davalı da tüm delillerini ve savunmalarını cevap dilekçesiyle bildirmelidir.

Basit yargılama davalarında hiç duruşma açılmadan da karar verilmesi mümkündür.

Basit yargılama davaları düştüğünde sadece 1 kez yenilenebilir. Nafaka davaları adli tatilde de görülebilir; cevap, istinaf ve temyiz süreleri de işler. Bu nedenle bu sürelerin kaçırılmamasına dikkat edilmelidir.

Karşı taraf öninceleme duruşmasına mazeretsiz gelmemişse, bu durumda iddialar genişletilebilir.

2. Nafaka davaları nerede açılır?

Kanun koyucu, nafaka alacaklısının ekonomik olarak daha zayıf olduğunu kabul ettiğinden burada genel kuraldan ayrılarak, nafaka davasının nafaka alacaklısının ikametgahının bulunduğu yerde açılmasını mümkün kılmış. Bunun dışında nafaka davası davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir. Yetki itirazında bulunulduğunda da yetkili mahkemenin gösterilmesi şarttır.

Basit yargılamaya tabi davalarda yetki itirazı, davanın esasına girilinceye kadar yani ön inceleme duruşması yapılana kadar yapılabilir. Boşanma davaları ve nesep davalarında ise yetki itirazının cevap dilekçesi ile yapılması gerekir. Süresinde yapılmazsa yasal süre geçmiş olur, mahkeme reddeder.

Boşanma davalarında da seçimlik hak vardır. Davacının ikametgahı mahkemesinde, davalının ikametgahı mahkemesinde ve eşlerin evliliklerinin sürdüğü son 6 aydır oturdukları yer mahkemesinde boşanma davası açılabilir.

3. Nadaka dava dilekçesi nasıl hazırlanırken nelere dikkat edilir?

Davacı hangi vakıaya dayandığını dava dilekçesinde açıkça yazmalıdır. Genelde bunun atlanıldığını görüyoruz. Vatandaşların kendi hazırladıkları ya da arzu halciye hazırlattıkları dilekçelerde hiçbir vakıaya dayanmadıklarını görüyoruz. Sadece geçinemiyoruz diyerek, olaylar anlatılmadan boşanma ve nafaka istenilmektedir. Bu dilekçeler daha sonra ıslahedilerek düzeltilebilir, düzeltilmezse dava reddedilir.

Davanın genişletilmesi de ıslah ile 1 kez sağlanabilir. Islah harca tabi değildir, ancak müstakil nafaka davasında dava değeri artırılmışsa, artırılan oran kadar harç yatırılması gerekir.

Nafaka davalarında harç hesabı şu şekilde yapılır:
Talep edilen aylık nafaka tutarı x 12 x 68,31 / 1000 / 4

İkinci tanık listesi ıslah ile verilemez ve ıslah ile ilk itirazlar da yapılamaz. Eğer ıslah ile yeni olaylar bildirilmişse bu olaylara karşı yeni tanıklar bildirmek mümkündür.

Tanıkları bildirirken TC kimlik numaralarını ve adreslerini açık-seçik bir şekilde yazmak gerekir. Eğer bildirilen adrese tebligat yapılamazsa mahkeme adres bildirmek için yeni süre verir. Eğer bildirilen bu adrese de tebligat yapılamamışsa bu durumda o tanığı dinletme hakkı kaybedilir.

Tanığın hangi hususta dinletileceği, hangi vakıaya ilişkin dinletileceği de tanık listesi verilirken yazılmalıdır. Mahkeme dinlediği tanıklarla yeter derecede kanaat edinmişse, diğer tanıkları dinlemeyebilir. Bu nedenle tanık listesi verirken esaslı ve öncelikli tanıkları en üst sıralara yazmak, hangi tanığın hangi vakıa için dinletildiğinde yazmak gerekir.

Tanık listesinin süresinde verilmemesi halinde HMK’nın 243. maddesine göre, duruşmada tanıkların hazır edilmesi gerekir. Eğer mahkeme tanıkları dinleyemezse, hazır edilen tanıkların kimlik bilgileri tutanağa yazılmalıdır.

Dilekçelerde mutlaka sayfa numalarının yazılması gerekir. Uygulamada 30-40 sayfa dilekçelerin verildiğini görüyoruz. Ancak bu dilekçelere sayfa numarası yazılmadığında karışıklıklar olabiliyor, sıra atlanabiliyor. Dosyanın fotokopiye gitmesi, uyaptan çıktı alınması ya da karşı tarafın dilekçenin örneğini alması durumlarında sayfalar birbirine karışabiliyor. Tarafların mahkemeye verdiği dilekçelerde, duruşma tutanağının başında ve sonunda olduğu gibi, mutlaka tarih ve sayfa numarası koyulmalıdır.

Yine dilekçenin sonunda, netice-i talep kısmında, bu dilekçenin veriliş amacı ve talep edilenlerin madde madde yazılması gerekir. Yine aynı şekilde istinaf dilekçelerinde de aynı eksiklik çok fazla görülmektedir.

Vekillik görevi, avukatın çekilmesinden sonra, çekilme dilekçesinin asile tebliğinden itibaren 15 gün daha devam eder.

4. Her nafaka davasında verilen karar istinafa ya da temyize götürülebilir mi?

Hayır, nafaka davalarında kesinlik sınırı bulunmaktadır. Eğer nafaka davasında verilen nafakanın yıllık toplamı 2025 yılı için 40.000,00 TL’nin altında ise bu durumda bu karar kesin sayılır ve bu karar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz.

Örneğin 1.000,00 TL’lik bir nafaka davası açıldığında bu dava yıllık 12.000,00 TL olacaktır ve mahkemenin kararı kesin olacaktır. Nafakanın kesinliği sınırı davalı açısından da reddedilen kısım yönünden geçerlidir.

Yine yerel mahkemelerin verdiği nafakaya ilişkin kararların 2025 yılı için yıllık 544.000,00 TL’yi aşmaması halinde bu kararlar istinaftan sonra temyize de götürelemez; istinafın verdiği kararlar kesindir.Temyiz hakkı yoktur.

5. Harcın eksik yatırılması halinde ne olur?

Bir mahkemenin nafaka dosyası hakkında verdiği karar aleyhine istinafa başvurulduğunda, istinaf mahkemesinin yaptığı ilk iş harcının ve vekaletnamenin usulüne uygun olup olmadığının kontrolü olmaktadır.

Dosyaların %30’u harcın eksik yatırılmış olması ya da boşanma davalarında vekaletnamede fotoğrafın bulunmaması nedeniyle geri çevrilmektedir. Bu da zaman kaybına neden olmaktadır.

Nafaka davalarında harç hesabı şu şekilde yapılır:
Talep edilen aylık nafaka tutarı x 12 x 68,31 / 1000 / 4

Dava dilekçesinde talep edilen nafakanın 12 aylık tutarı dava değeridir. Harç ise bu 12 aylık tutar üzerinden hesaplanır.

6. İstinaf nasıl yapılır?

Mahkemenin duruşmasından hemen sonra istinafa başvurulmaz. İstinafa gerekçeli kararın yazılmasından ve tarafa tebliğinden sonra başvurulur. İstinaf harcı da o zaman yatırılır.

İstinaf dilekçelerinde hangi nedenle istinaf edildiği yazılmalıdır. Bu tür davalarda tarafların hazırlaması ilkesi geçerli olduğu için, istinaf mahkemesi, kendisi bir inceleme yapmaz. Sadece velayet davaları kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkeme kendiliğinden bir inceleme yapar. Nafaka davalarında, istinaf dilekçesine hangi nedenlerle istinafa başvurulduğu yazılmalıdır. İstinaf sebepleri yazılmazsa, talep reddedilmektedir.

Nafaka davasında Esasa İlişkin Bilinmesi Gerekenler

7. Nafaka davası türleri nelerdir?

Nafaka davası türleri,
bağımsız nafaka davası
boşanma davasında geçici tedbir nafakası
boşanma davasında geçici tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle yoksulluk nafakası
boşanma davasında çocuk için verilen geçici tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle verilen iştirak nafakası
yardım nafakası ve
babalık/nesep davasıyla verilen tedbir – iştirak davası olmak üzere 6 başlıkta nafaka davası incelenir.

8. Boşanma davası açmadan nafaka davası açılabilir mi? Bağımsız tedbir nafakası davası nedir?

Evlilik devam ederken, tarafların çeşitli nedenlerle ayrı yaşamaya başlaması halinde bağımsız nafaka davası açılabilir. Uzun süren bir evlilikte Yargıtay’ın eşin evi sebepsiz yere terketmeyeceğine dair kararları bulunuyor. Cinsel şiddet, fiziksel şiddet, güven sarsıcı davranış, eşi kendi isteğine uygun giyinmeye zorlamak, birlikte yaşamaktan kaçınmak, borçları ödememek gibi çeşitli sebeplerle taraflar ayrı yaşam sürüyor olabilirler.

Ya da aynı hanede iken eşlerden birisi, tabiri caizse evi otel gibi kullanmaya başlamış olabilir. Evin hiçbir masrafına katılmıyor olabilir. Ya da evi fiilen sebepsiz yere terketmiştir.

Evi terkeden, eve maddi katkı sunmayan eşin, bağımsız tedbir nafakası davasıyla, evin masraflarına katılmaya zorlanması mümkündür.

Bağımsız tedbir nafakası davalarında, kusur kural olarak dikkate alınmazsa da bunun istisnası, bir başkasıyla birlikte yaşayan eşe tedbir nafakası verilemez.

Nafakanın miktarı belirlenirken, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin korunması gerektiği mahkemelerce gözetilmelidir.

Bağımsız tedbir nafakası davası ya da boşanma davası içinde görülen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Eğer dava redle sonuçlanırsa, taraf bu tedbir nafakasını bir müddet daha alabilmek için istinafa götürerek kesinleştirmemeye çalışmaktadır. Bu da hem istinaf hem de Yargıtay için iş yüküne neden olmaktadır. Bunun yerine bağımsız tedbir nafakası açılması daha yerinde oluyor.

Mahkeme tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını savcılık, mal müdürlüğü, belediye, banka, trafik, tapuya ayrı ayrı müzekkereler yazarak tespit eder.

Yargıtay, bağımsız tedbir nafakasının gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün değildir. Kanunda buna dair bir hüküm olmadığı için Yargıtay böyle karar almaktadır.

Nafakaya ilişkin kararlar, hakim kararıyla ödenebilir hale gelir. Dava tarihinden itibaren yasal faiz istenmez.

Bağımsız tedbir nafakası davası, boşanma ve ayrılık davasında istenen tedbir nafakası yönünden derdestlik oluşturmaz.

İstenen nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden harç yatırılması gerekir. Eğer davacı eş, kendisi ve çocuklar açısından ayrı ayrı nafaka talep ediyorsa, bu ayrı ayrı talep edilen miktarların yıllık toplamı üzerinden harç yatırılır.

Nafaka talebinden başka, velayetin değiştirilmesi, menfi tespit, yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması, aile konutu şerhinin verilmesi gibi talepler varsa, bu durumda bu taleplerin de ayrı ayrı peşin harç verilerek açılması gerekir. Bunlar atlanırsa, istinaf dairesi eksik harcın tamamlanması için dosyayı geri çevirir. Bu da yargılamanın uzamasına sebep olur.

Mahkemece harç eksikliği konusunda ihtarat yapılmışsa, buna rağmen taraf harcı tamamlamazsa, bu durumda mahkeme karar tesisine yer olmadığına karar verecektir. Reddine karar vermesi halinde kesin hüküm oluşturur, bir daha dava açılamaz.

9. Nafaka davalarında yargılama giderleri

Yargılama giderleri, kısmen kabul halinde tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılır. Avukatlık ücreti ise nafaka davalarında özel bir durum arzeder. Boşanma davası ile birlikte talep edilen nafaka talepleri harca tabi değildir; bunların kısmen kabul kısmen reddi halinde karşı tarafa bir avukatlık ücreti verilmesi gerekmez.

Ancak bağımsız nafaka davalarında davanın tümden reddi halinde karşı tarafa avukatlık ücreti ödenir. 1 TL bile olsa kısmen kabul halinde, davacı avukatlık ücretine hak kazanır.

Avukatlık ücreti, 1 yıllık toplam nafaka değerinden hesaplanır; fakat bu tutar maktu vekalet ücretinin 3 katından fazla olamaz.

Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davadan feragat edilmesi ya da karşı tarafın davayı kabul etmesi halinde belirlenecek ücret, asgari ücretin yarısı kadardır. Ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra avukatlık ücretinin tamamına hak kazanılır.

Yine birleştirme, görevsizlik ve yetkisizlik hallerinde de ayrı ayrı ücret takdiri gerekir.

10. Nafaka artış oranı nedir? Nafaka artış davası ne zaman açılır?

Medeni Kanun’un 331. maddesi, durumun değişmesi halinde, hakim bağımsız tedbir nafakasının miktarını yeniden belirler, demektedir. Olağanüstü bir durum olmadığı taktirde artış oranı TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında olmaktadır.

Nafakanın artış davası için kesin bir zaman yoktur. Meslektaşlar bazen 1 yıllık süreyi beklemektedirler, ancak durum değişmişse her zaman dava açılabilir.

Yine dosya henüz kesinleşmemiş iken yani istinafta ya da temyizde iken, yeni dönem için nafaka artış davası açılabilir. Derdestlik söz konusu olmaz. Yargılamanın uzun sürdüğü durumlarda alım gücü düştüğü için verilen nafakalar yetmemekte ve dönem koşulu oluşmadığı için yeni bir dava açılabilmektedir.

  • Nafaka artışı için davacı TEFE/TÜFE ortalamasının uygulanmasını talep etmişse, ÜFE oranında değil TEFE/TÜFE ortalamasında artırıma karar verilir. 2. Hukuk Dairesi 2023/7696 E. , 2024/6116 K. 19.09.2024
  • Nafaka artış oranı TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranıdır. 2. Hukuk Dairesi 2024/3264 E. , 2024/6210 K. 19.09.2024

Yargıtay kararlarına göre nafaka artış oranı ÜFE artış oranına göre uygulanacaktır. Bir Önceki Aya Göre, Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre, Bir Önceki Yıla Göre ve Oniki Aylık Ortalamalara Göre olmak üzere 4 ayrı şekilde ÜFE oranları hesaplanmaktadır. Yargıtay, nafaka artışında bu hesaplamalardan “oniki aylık ortalamalara göre” hesaplanan ÜFE oranının esas alınacağını kararlaştırmaktadır.

11. Boşanma davalarında nafaka

Boşanma davalarında verilen tedbir nafakası, talep varsa boşanma kararının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşür.

Boşanma ve ayrılık davasında, eşin ekonomik durumunun diğer eşten daha iyi olması, diğer eşin nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Ayrı yaşam hakkı olan eş, diğer eşten birliğin giderlerine gücü oranında katılmasını talep edebilir. Bu durum aile hakiminin re’sen değerlendirmesi gereken bir husustur. Tarafların kusur durumu tedbir nafakasında ölçü olarak alınmaz.

Nafaka verilecek tarafın kusuru olsa bile, kanunda belirlenen bu geçici önlemlerin alınması gerekir. Bunun istisnası evlilik dışı birlikte yaşamdır.

Gerekçeli kararda da tedbir nafakasının yer alması gerekir. Bazen mahkemeler, gerekçeli kararda bu tedbir nafakasını yazmayı atlayabiliyorlar. Başlangıç ve sonuç tarihi gösterilmelidir.

Hakim geçici tedbir nafakasını talep olmasa bile belirlemesi gerekir. Ancak tarafın bununla ilgili belirlediği bir miktar varsa, bu durumda hakim bu talebi aşamaz.

Feragat edilen tedbir nafakası, yargılama devam ederken tekrar talep edilebilir. Eş bazen, bu aşamada tedbir nafakası talebim yoktur diyor, sonraki aşamalarda yeniden istenebilir.

Bağımsız tedbir nafakası davası açan eş, boşanma davası ile birlikte de geçici tedbir nafakası isteyebilir. Ancak burada mahkeme hakimin mükerrer ödeme yapılmayacak şekilde bir değerlendirme yapması gerekir.

Çocuğun tedbir nafakası da davacı eşin nafakası gibi değerlendirilir. Ancak çocuğun tedbir nafakasında fiilen kalınan dönem için verilmelidir. Çocuk yargılama aşamasında dünyaya gelmişse, çocuğun doğumundan itibaren verilir. Velayet kendisine bırakılan eşin, diğer eş yanındaki çocuk için yapmış olduğu ödemeler ahlakî vazifenin yerine getirilmesi olarak sayılır, geri istenemez.

Dava dilekçesinde istenmediği belirtilmiş olsa bile, çocuk için yargılama sırasında yeniden nafaka istenmesi mümkündür. Bu durumda talep tarihinden itibaren karara bağlanır.

Mahkemede hakimin, velayet kendisine bırakılmayan tarafa, çocuk için ne kadar nafaka ödeyeceğini sorması yararlı olmaktadır. Davaya bakan avukatın, hakim kendiliğinden sormadığı takdirde, bu konuda talepte bulunması doğru olur.

Çocuk için iştirak nafakası belirlenirken, çocuğun özelliklerinin yanı sıra, ana ve babanın hayat koşulları da nafakanın belirlenmesi için koşuldur. Bu tedbir nafakası iştirak nafakasına dönüşür, müteakip yıllar için artış talebi varsa, bu talebin de karşılanarak karar verilmesi gerekir.

Nafakanın artış oranı Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla, TÜİK’in ÜFE oranında artış oranı ile belirlenmektedir. Bazen davalarda TEFE TÜFE gibi ifadeler bulunmaktadır, karşı tarafın itirazı yoksa taleple bağlılık ilkesi gereği bu şekilde karar verilmektedir.

Özellikle anlaşmalı boşanma davalarında, çocuğun eğitim masraflarının velayet kendisine bırakılmayan tarafça karşılanacağı protokole yazılmaktadır. Bu protokol mahkeme kararı ile boşanma kararının eki sayılmakta, ancak devam eden yıllarda eğitim masraflarının belirlenmiş olmamasından kaynaklı ihtilaflar doğmaktadır. Özel okul, kırtasiye masrafları, yemek ücreti, özel okuldaki servis masrafları, özel aktiviteler hepsi ayrı ayrı ücrete tabidir. Yine özel okulların ücretleri arasında da astronomik farklılıklar bulunuyor. Bunun da bir standardı olmalıdır, çocuğun halen devam ettiği okul bu masraflara ölçü olur. Çekişmeli boşanma davalarında hakim, bu saydığım masrafları hesaplayarak nafakaya dahil edecektir, anlaşmalı boşanmalarda belirsizlik nedeniyle yeni davalara yol açabilmektedir.

Yoksulluk nafakasından feragat edilirse müteakip aşamada tekrar istenemez, ancak feragat edilen iştirak nafakası yeniden talep edilebilir. Çocuk 18 yaşını doldurana kadar her zaman istenebilir. Eğer yoksulluk nafakasını istemediği açıkça belirtilmemişse ya da saklı tutulmuşsa bu dava 1 yıl içinde açılabilir.

Yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez.

Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası taraflar arasında eşit oranda değil, tarafların ekonomik güçleri ve gelirleri oranında değerlendirilmeli ve hükme bağlanmalıdır.

Sırf boşanmayı sağlayabilmek için bilerek ve isteyerek mali durumunun çok üstünde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın nafakaya ihtiyacı olmadığını bildiği halde nafaka yükümlülüğü altına giren kimse, sonradan buna karşı dava açamaz. Yargıtay nafaka açısından bunu kabul etmiyor. Ama sonradan bu denge ciddi biçimde bozulmuşsa, bu dava açılabilir.

12. Hangi durumlarda yoksulluk nafakası verilmez?

Yoksulluk nafakası isteyen eşin kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Kusursuz, az kusurlu ya da eşit kusurlu olan taraf yoksulluk nafakası alabilir. Yoksulluk nafakasının amacı, zorunlu ihtiyaçları karşılamak olup yoksulluktan kurtarmaktır. Evlilikteki yaşantısının sürdürülmesi, yoksulluk nafakası ödeyen taraftan beklenmemelidir.

Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu mahkeme kararlarında kusur yer almadığından bu mahkeme kararlarına dayalı boşanma davası tescil edildiğinde, taraflar nafaka davası açabilirler. Bu dava Tanıma Tenfiz davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Ayrıca burada mahkeme yoksulluk nafakasının şartlarının olup olmadığını ayrıca değerlendirecektir.

Şiddet gören eş, şiddetin üzerinden makul süre geçtikten sonra, eve dön ihtarına uymazsa kusurlu duruma düşer. Yoksulluk nafakası alamaz. Tam kusurlu duruma düşmüştür.
Ayrıca asgari ücret düzeyinde geliri olan kişi, asgari ücret yoksulluğu ortadan kaldırmadığı için yoksulluk nafakası alabilir. Bir iş yapan ve düzenli geliri olan, mesleği olan kişi; yoksulluğu kaldıracak mal varlığı olan kişi de yoksulluk nafakası alamaz. Sosyal durumuna uygun bir evde oturanın, evini satarak daha mütevazi bir evde oturması istenemez.

Yeteneğine rağmen, isteyerek çalışmayan kişi nafaka alamaz. Yine yeterli geliri olup işten kendi isteği ile ayrılan da nafaka alamaz.

Hakim tarafların anlaşmalarının mali sonuçları hususunda da anlaşmayı uygun bulduğundan anlaşmalı boşanmada yoksulluk nafakası istemeyen kişi yeniden yoksulluk nafakası talep edemez.

13. Nafaka ödenmesini sona erdiren haller nelerdir?

Yoksulluk nafakası hükmü, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesiyle kendiliğinden sona erer. İcra dairesi yeniden evlenme halinde talep edildiğinde nafaka dosyasını kapatmalıdır; maaştan kesinti yapılıyorsa bunun durdurulması gerekir. Aynı şekilde iştirak nafakası da çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden sona erer.

Evli olmaksızın fiilen evli imiş gibi yaşanması halinde, haysiyetsiz yaşam sürme durumlarında ve yoksulluğun ortadan kalkması durumlarında, nafaka ödeme yükümlülüğünün sona ermesi için dava açılması gerekir.

Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası, çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince, azaltılması talebini de kapsar.

14. Yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi nedir?

Evlilik kısa sürmüşse, tarafların bir de çocuğu yoksa sürekli nafaka ödenmesi sakıncalar doğuruyor.

Bu durumlarda arada mali bir bağın da kalmaması, insanların hayatlarına devam edebilmeleri için gereklidir.

15. Yardım nafakası nedir?

Daha çok reşit olan çocuğun eğitim devam ettiği için açılan bir dava türüdür. Örneğin iştirak nafakası davasının açıldığı ama bu arada çocuğun reşit olduğu durumlarda iştirak nafakası yardım nafakasına dönüşür. Uygulamada en çok görülen yardım nafakası davası çocuğun eğitiminin sürmesi nedeniyle açtığı davadır.

Eğitimi devam eden ergin çocuğun örneğin 30 yaşına gelmiş ancak halen eğitimi devam ediyorsa, yargı yerleri durumun özelliğine göre değerlendirmelidir. Bu dava ile verilen nafaka, kaldırılıncaya kadar devam eder. Kaldırılması için dava açılmalıdır.

16. Babalık davasında tedbir nafakası

Baba olduğu iddia edilen kişinin çocuğu okula yazdırması, ikrarı, doğum sonrası anayla yaşaması, velayete ilişkin şahsi münasebet talebi gibi talepler varsa dava süresince tedbir nafakasına hükmedilir. Eğer yargılama sonunda genetik babalık tespit edilmezse, ödenen nafaka sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alınabilir.

Burada da nafaka talebi ayrıca harca tabi değildir, reddi halinde karşı tarafa avukatlık ücreti verilmez.

Babalık davasıyla ana için nafaka istenemez, ancak tazminat istenebilir. Kanun evli olmayanlara nafaka verilmesini kabul etmemiştir.

Baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi, doğum anından itibaren geriye yürür.