HİZMETLERİMİZ

Aile hukuku alanında yoğunlaşan hukuk büromuz, boşanma sürecinde müvekkillerimize kapsamlı ve profesyonel hukuki destek sağlamayı hedeflemektedir. Hizmetlerimiz arasında anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları, mal paylaşımı, nafaka, velayet, çocukla kişisel ilişki kurulması ve değiştirilmesi gibi konularda hukuki danışmanlık ve temsil hizmetleri bulunmaktadır. Müvekkillerimizin haklarını en iyi şekilde koruyarak, sürecin adil, hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlamak önceliğimizdir. Hukuki sorunlarınızı güvenle çözmek için yanınızdayız.

Anlaşmalı boşanma davası

Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca, eşlerin karşılıklı rızasıyla ve belirli şartların yerine getirilmesi durumunda hızlı bir şekilde gerçekleşen bir boşanma türüdür. Bu davanın açılabilmesi için evlilik süresinin en az bir yıl sürmüş olması gereklidir. Eşler, boşanma ve boşanmaya bağlı olarak mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konularda tam bir uzlaşı sağlamalıdır. Tarafların bu uzlaşıyı içeren bir protokol hazırlaması ve bu protokolün mahkemece onaylanması gerekir.

Anlaşmalı boşanma davaları genellikle çekişmeli davalara kıyasla daha kısa sürer ve taraflar arasında uzlaşı sağlandığı için daha az yıpratıcıdır. Dava sırasında her iki tarafın da mahkemede hazır bulunarak, boşanma kararını serbest iradeleriyle kabul ettiklerini beyan etmeleri şarttır. Hakim, tarafların anlaşmasını ve protokolün hukuka uygun olup olmadığını inceler. Çocukların velayeti, nafaka tutarları ve mal paylaşımı konularında anlaşma hukuka ve kamu düzenine aykırı değilse hakim tarafından onaylanır ve boşanma kararı verilir.

Anlaşmalı boşanma, tarafların uzlaşması sayesinde hızlı sonuçlanması ve hukuki sürecin daha sade bir şekilde tamamlanmasıyla avantajlı bir yol olarak öne çıkar. Ancak bu süreçte tarafların haklarını koruyabilmesi için bir avukattan destek alması önemlidir.

Çekişmeli boşanma davası

Çekişmeli boşanma davası, eşlerin boşanma ve buna bağlı konularda (velayet, nafaka, mal paylaşımı vb.) anlaşamaması durumunda açılan ve daha uzun süren bir dava türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi çerçevesinde, çekişmeli boşanma davasında taraflardan biri boşanmak için haklı bir sebep ileri sürer ve bu sebebi ispatlamaya çalışır. En sık rastlanan boşanma sebepleri, zina, terk, şiddetli geçimsizlik, kötü muamele veya onur kırıcı davranışlardır. Bu tür davalarda, iddiaların delillerle desteklenmesi gerekir. Deliller; tanık beyanları, yazışmalar, fotoğraflar ya da hukuka uygun şekilde elde edilmiş diğer belgeler olabilir.

Çekişmeli boşanma davaları, tarafların mahkemeye sundukları talepler doğrultusunda daha karmaşık bir hal alabilir. Örneğin, çocukların velayeti, nafaka tutarı, tazminat talepleri ve mal paylaşımı gibi konular hakim tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilir. Bu süreçte her iki tarafın da avukat tutması önemlidir, çünkü hukuki bilgi ve deneyim, sürecin doğru şekilde yönetilmesinde kritik bir rol oynar.

Bu davalar, anlaşma sağlanamadığı için genellikle uzun sürer ve taraflar için yıpratıcı olabilir. Ancak adil bir karar alınabilmesi için, her iki tarafın iddialarını ve delillerini mahkeme önünde sunması şarttır. Mahkeme, tüm delilleri inceleyerek ve çocukların üstün yararını gözeterek kararını verir.

Velayet davaları

Velayetin değiştirilmesi, çocukla kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin değiştirilmesi davaları, aile hukuku kapsamında çocuğun üstün yararını gözeten önemli hukuki süreçlerdir. Bu davalar, boşanma sonrası ebeveynler arasındaki sorumlulukların ve çocukla olan ilişkilerin düzenlenmesi için açılabilir.

1. Velayetin Değiştirilmesi Davası

Velayet, boşanma davası sonucunda mahkeme tarafından genellikle bir ebeveyne verilir. Ancak velayeti elinde bulunduran ebeveynin çocuğun bakımını ve eğitimini gerektiği şekilde sağlayamadığı durumlarda, diğer ebeveyn velayetin değiştirilmesini talep edebilir. Bu tür davalarda, çocuğun üstün yararı ve yaşam koşulları ön planda değerlendirilir. Örneğin, çocuğa fiziksel ya da duygusal zarar verilmesi, eğitim hakkının ihmal edilmesi veya velayet sahibinin ağır bir hastalığa yakalanması gibi durumlar velayetin değiştirilmesine sebep olabilir.

2. Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Davası

Velayeti alamayan ebeveynin çocuğuyla düzenli bir şekilde görüşebilmesi için kişisel ilişki kurulmasına karar verilir. Bu ilişki, çocuğun psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimine uygun şekilde düzenlenir. Kişisel ilişki hakkı, çocuğun üstün yararını zedelemeyecek bir şekilde ve tarafların uzlaşısı çerçevesinde belirlenir. Mahkeme, görüşme tarihlerini, sürelerini ve koşullarını açıkça karara bağlar.

3. Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Davası

Çocukla kurulan kişisel ilişki, zaman içinde çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve koşullarına göre değiştirilebilir. Örneğin, çocuğun sağlık durumu, eğitim hayatı veya velayet sahibinin yaşam şartlarındaki değişiklikler, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektirebilir. Mahkeme, bu tür talepleri değerlendirirken yine çocuğun üstün yararını esas alır.

Bu tür davalarda profesyonel hukuki destek almak, süreçlerin etkili ve doğru bir şekilde yönetilmesi açısından önemlidir.

Nafaka davaları

Nafakanın artırılması, azaltılması ve kaldırılması davaları, nafaka yükümlüsünün veya nafaka alacaklısının mali durumu ya da ihtiyaçlarında meydana gelen değişiklikler doğrultusunda talep edilen ve aile hukuku kapsamında değerlendirilen davalardır. Bu davaların amacı, değişen ekonomik ve sosyal koşullara göre nafaka miktarının adil bir şekilde düzenlenmesidir.

1. Nafakanın Artırılması Davası

Nafaka alacaklısı, kendisinin veya çocuklarının ihtiyaçlarının artması ya da nafaka yükümlüsünün gelir düzeyinin iyileşmesi durumunda nafakanın artırılmasını talep edebilir. Örneğin, enflasyon oranı nedeniyle artan yaşam maliyetleri, çocuğun eğitim giderlerinin yükselmesi veya nafaka yükümlüsünün kazançlarında önemli bir artış olması gibi durumlar nafakanın artırılması için gerekçe oluşturabilir. Nafakanın artırılması talebi, mahkemeye sunulan delillerle desteklenmelidir. Mahkeme, tarafların mali durumlarını ve ihtiyaçlarını değerlendirerek karar verir.

2. Nafakanın Azaltılması veya Kaldırılması Davası

Nafaka yükümlüsü, gelirinin azalması, işsiz kalması veya nafaka alacaklısının mali durumunun iyileşmesi gibi sebeplerle nafakanın azaltılmasını ya da tamamen kaldırılmasını talep edebilir. Ayrıca, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, bir işte çalışmaya başlaması ya da başka bir şekilde gelir elde etmeye başlaması durumunda, nafakanın kaldırılması gündeme gelebilir. Mahkeme, bu talepleri değerlendirirken tarafların ekonomik koşullarını, nafaka alacaklısının ve yükümlüsünün yaşam standartlarını göz önünde bulundurur.

Mal paylaşımı davaları

Türkiye’de eşler arasında mal paylaşımı davası, Türk Medeni Kanunu’nun 2002 yılında yürürlüğe giren düzenlemeleri doğrultusunda, boşanma veya evliliğin sona ermesi durumunda eşlerin sahip olduğu malların nasıl paylaşılacağını belirlemek amacıyla açılır. Türkiye’deki yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejime göre, evlilik süresince eşlerin ortak katkılarıyla edinilen mallar “edinilmiş mal” sayılır ve boşanma durumunda eşler bu mallar üzerinde eşit hakka sahiptir. Evlilik sırasında çalışarak elde edilen gelirler, sosyal güvenlik ödemeleri, evlilik boyunca alınan menkul veya gayrimenkuller ve aile birliğine yönelik harcamalar edinilmiş mallara örnektir.

Öte yandan, evlilik öncesinde sahip olunan mallar, miras veya bağış yoluyla edinilen malvarlıkları, kişisel kullanım eşyaları ve manevi tazminatlar kişisel mal sayılır ve paylaşım dışı bırakılır. Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinin ardından açılır ve boşanma davasıyla eş zamanlı yürütülemez. Dava sürecinde mahkeme, tarafların sahip olduğu malları tespit eder ve bu malların edinilmiş mal mı yoksa kişisel mal mı olduğunu değerlendirerek bir paylaşım yapar.

Mal paylaşımı sırasında anlaşmazlıklar çıkabilir. Örneğin, eşlerden biri bazı malların edinilmiş mal olmadığını veya diğer eşin katkısının bulunmadığını ileri sürebilir. Bu durumda, mahkeme tarafların delil ve tanık beyanlarını dikkate alarak karar verir. Mal paylaşımı davaları karmaşık bir hukuki süreç içerdiğinden, tarafların haklarını koruyabilmesi için profesyonel bir avukattan destek alması önemlidir.